"Farm Animals"
Yaşayarak öğrenmek, deneyime ve keşfetmeye dayalı, hayatın tüm olanaklarıyla iç içe olmayı öngören bir öğrenme sistemidir. Sorgulamaya yer vermeyen "ezbere" ve katı eğitim anlayışının klasikliğini tümden yıkacak yerine deneyimsel, katılımcı ve hareket halinde bir eğitime yönelmeyi ifade eder.
Nasıl Öğreniriz?
-%10 Okuyarak
-%20 Dinleyerek
-%30 Görerek
-%50 Görerek ve Dinleyerek
-%70 Başkalarıyla konuşarak/paylaşarak
-%80 Kişisel Deneyimlerden
Yaşayarak öğrenme yeni bir kavram değildir aslında. Aristoteles bile şöyle yazmıştı: "Öğrenmemiz gereken şeyleri en iyi yaparak öğreniyoruz." Araştırmacı Jeffrey Pfeffer ve Robert Sutton iki bin yıldan fazla bir süre sonra şunları yazdılar: "Gerçekte yaparak öğrenme yoluyla öğrenilen bilgi, okuma, dinleme ve hatta düşünme yoluyla öğrenmekten daha çok yer alır" der.
Bu yöntemle okulumuz İngilizce öğretmeni Burcu KANBOLAT hayatın içinde pasif değil aktif katılımcı öğrenciler yetiştirerek İngilizceyi daha kalıcı öğretmeyi hedefliyor. Öğrenciler derslerde ve ders dışı aktivitelerde öğrenmenin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğunu "deneyerek" öğreniyorlar. Öğretimler, yetenekleri doğrultusunda kademe kademe güçleniyor ve bu yetkinlikle yaparak; yaşayarak öğrenmenin içinde doğrudan ve sürekli gelişim gösteriyorlar. Yaşayarak öğrenmede kitaplarda olan bilginin dışına çıkmak, objektif bakmak ve sorgulamayı öğreten bir sistemle iç içe oluyorlar. Bu sayede ezberle kavranan ve sürekli sınanarak akılda tutulmaya zorlanan bilgiye dayalı eğitim anlayışı yıkılmış oluyor.